Anneannemin sevgililer gunü ile birlikte doğumgunu pastası :)))
14.02.2012
15.06.2010
Bazı şehirler gezildiğinde insanda öyle bir tat bırakır ki o zaman dilimi yetmez , tekrar gelmeliyim buraya diye içinden mırıldanırsın dönüş yolunda.
Masalsı bir kent olan Mardin’den bu hislerle ayrıldım işte…Dar sokakları , yöreye özgü sarı taştan binalarını gezerken resimdeki Fırat ve Bahar’a rastladık.
Bize o kadar kibarca yaklaşıp etrafı gezdirmeyi tekli ettiler ki buna hayır demek mümkün değildi.
Fırat önden bilgi veriyor kuzeni Bahar ise onu tamamlıyordu. Arada espri yapıyor, detayları unutmuyorlar ve belli ki ikisi de işini ciddiye alıyordu.
Onlar Mardin’i anlatırken bize ne anlattıklarını dinlemesem de ikisinin yüzüne baktığımda Mardin’i görebiliyordum. Sahip olduğu ile yetinen ,yaşadığı 1000 yıllık tarihi yerde mutlu olan insanlardı.
Oğlumuz büyünce doktor kızımız ise müzik hocası olmayı hayal ediyormuş. İkiside okullarını anlatırken o kadar heyecanlı anlatıyorlardı ki.
10 kardeşlik bir aileden geldikleri için baba ne zamana kadar defter kalem getirse o zamana kadar okutayabileceklerini söylediler .
O sırada yüzlerindeki ifadeden bunun gerçekleşmesi için dilek dilediklerini hissediyordum.
O gün Mardin’den ayrılırken 1001 gece masalındaymış hissi veren bu harika şehre “Allaaddin’in Sihirli Lambasını” diledim.
O dar sokaklarda dolaşan Fırat ve Bahar gibi çocuklar tüm dileklerini bu lambaya dilesinler ve hepsi birer birer gerçekleşsin istedim.
İşin aslı bu dileklerin bir kısmını gerçekleştirmek aslında bizlerin elinde….
Hoşça kal Mardin, en yakın zamanda görüşmek üzere....
12.06.2010
9.06.2010
Cinque cento....
İlk gördüğünde onun yüzünde tatlı minik bir gülümse hissedersin...
İtalyanca 500 anlamına gelen melodi sesli bu şeker araba şirinlerin dünyasından yeryüzüne gelmiş kesinlikle…
Bazen yanlış zamanda ve yanlış yerde olduğunu hissedersin ya , bu arabaları görünce içimde tatlı bir burukluk oluyor.
Bir an rüya’ya dalıyorum.
Mekan İtalya’daki harika ara sokaklar. 7o’li yıllardayız..
Beyaz üstü açık Cinque cento ile tatlı bir esinti ile gidiyoruz , minik sarı saçlı kızım var yanımda şarkı mırıldanıyor…
Nereye gidiyorsunuz derseniz , çiçek desenli piknik sepetimizle piknik yapmaya :))
İşte bu arabayı gördüğümde bana hissettirdikleri,
Peki siz bu resme baktığınızda neyi hayal ediyorsunuz …
Güzel hayaller…:)
İlk gördüğünde onun yüzünde tatlı minik bir gülümse hissedersin...
İtalyanca 500 anlamına gelen melodi sesli bu şeker araba şirinlerin dünyasından yeryüzüne gelmiş kesinlikle…
Bazen yanlış zamanda ve yanlış yerde olduğunu hissedersin ya , bu arabaları görünce içimde tatlı bir burukluk oluyor.
Bir an rüya’ya dalıyorum.
Mekan İtalya’daki harika ara sokaklar. 7o’li yıllardayız..
Beyaz üstü açık Cinque cento ile tatlı bir esinti ile gidiyoruz , minik sarı saçlı kızım var yanımda şarkı mırıldanıyor…
Nereye gidiyorsunuz derseniz , çiçek desenli piknik sepetimizle piknik yapmaya :))
İşte bu arabayı gördüğümde bana hissettirdikleri,
Peki siz bu resme baktığınızda neyi hayal ediyorsunuz …
9.03.2010
8.03.2010
Neden bu kadar etkilendim bilmiyorum ama tek başına oturman beni mutsuz etti..
O küçücük dürüst dünyanda ne düşündüğünü merak ediyorum, oyuncağını mı kaybettin yada arkadaşların seni oyuna davet etmiyor mu şeker?
Hadi kalk oradan lütfen devam et oyununu oynamaya ..
Çünkü zaman geçiyor ve yaşadığın hayalindeki dünya farklılaşıyor.
Gene dünya bir oyun parkıdır diye yaşama devam ediyorsun ama dönme dolapların yerini korku tünelleri almaya başlıyor. Palyaçoların sayısı artıyor etrafta ve oyuncular çoğalıyor..Ve sen atlı karıncada dönerken etrafa masum bir şekilde bakmaya devam ediyorsun.
O yüzden şimdi oynamana devam et mutlulukla, yaşam sonra ne getirecek bu oyun parkında bilmiyoruz şeker …
26.02.2010
24.02.2010
İki boncuk göz bakıyordu prenses edasıyla bana. O güzel annesi ile 25 yıl “dilek olay” çeyrek yüzyıl dostluğumuz vardı..
Şiirlerde anlatılan dokunaklı mısraları yaşıyoruz onunla beraber ..
Kimi gülerek kimi zamanda boğazımızda düğüm olup gene de bu hayata arkamıza dönmeden rakı şisesinin dibini getirerek sohbetler ediyoruz sabahlara kadar.
Ne mi konuşuyoruz. İşte bunu anlatmak en zor olanı.
İki muhabbet kuşun birbiri ile konuşması gibi , yanındayken sen birşey anlamasın kendilerine ait bir dilleri vardır..
Yalnız benim için en acı olan ne biliyormusun hatırlanması zor bir geçmişim var..
Anlatmak isterdim sana yaşamış olduğum güzel çocuksu anılarımızı ama ne yazıkki sadece hafızamda olmasını istediğim güzel anılar dolu...
Hani filmlerde seyrederiz bir anda senarist geçmişe gider aydınlatır geleceğin neden bu şekilde geliştiğini
Üç dilek verseler bana ilk dileğim bu olur.
Bana bir film seyrettirebilirmisiniz benim hakkımda bana BENİ anlatan.. !!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)